4/09/2012

bu iş zor yonca, çünkü insanlar günler boyunca...

mr. hikayesini de koy bence
  aman ms. dicektim
4:39 PM fransa da matmazel lakabını yasakladı
  ayrımcı olduğu için
  onu sen demiştin galiba


37 minutes

4/05/2012

Filmin İngilizce Adı: "Mrs. His Name"

Evet, bu İngilizce adı. Yonca "Mrs. Hisname" olmasını istiyor. Ama benim kalbim Mrs. His Name'den yana. Bu arada, akademik dünyaya da selam edelim: http://pwq.sagepub.com/content/21/3/417.abstract

“Mrs. His Name”: Women's Preferences For Married Names

  1. Jean M. Twenge1
  1. 1University of Michigan
  1. Jean M. Twenge, University of Michigan Psychology Personality Area, 525 E. University, Ann Arbor, MI 48109–1109. Email: jeant@umich.edu.

Abstract

Psychologists have long acknowledged the link between names and identity, but little research has studied women's choices about their married names. This study examines the descriptive characteristics of women who plan different choices and women's reasoning behind their choices in a sample of undergraduate women. Women who wish to keep or hyphenate their names have more feminist attitudes, score higher on instrumentality/agency, and are more likely to be immigrants and/or women of color. Content coding of open-ended responses on reasons for name choices showed those who want their husbands' names for themselves and their children most often cited tradition, a denial that names were linked with identity, and union within marriage. Women who want to keep or hyphenate their names mentioned the link between names and identity, professional reasons, and also union within marriage. The two groups often used similar language to explain different choices.

Article Notes

  • I would like to thank Barbara L. Fredrickson, Benita Jackson, Cheryl Rusting, and four anonymous reviewers for their helpful comments on earlier versions of this paper. During the completion of this research, the author was supported in part by a National Science Foundation Graduate Fellowship.
  • Received October 16, 1996.
  • Revision received February 26, 1997.
  • Accepted December 16, 1996.

3/02/2012

Kuş Dinleyiciler

-         Biliyor musun, benim kuş dinleyici arkadaşlarım var.
-         Ben de dinliyorum.
-         Öyle değil, kuş sesi dinlemek için dağa gidiyorlar, kampa giriyorlar, şuraya gidiyorlar, buraya gidiyorlar.
-         Sonra da, anlayabiliyorlar; şu ses ördek ailesinden şu kuşa ait.
-         Şarap tadımı gibi.
-         Bu konu da öyle gibi. Kuş dinleyici arkadaşlarıma benzettim seni ve bu soyadı belgeselini.


Ted Ted Ted

"Plath'in ölümünde sürekli olarak Ted Hughes suçlandı. Hughes ise Plath'in intiharındaki asıl etkenin kullandığı yanlış ilaçlar olduğunu söylüyordu. Bu intihar Plath'in hayranları arasından öyle büyük bir infial uyandırdı ki, mezar taşından "Hughes" soyadını söktüler. Mezar taşını üzerinde "Sylvia Plath" yazılı başka bir mezar taşıyla değiştirdiler."

Görüşmeler

"Mailiniz bana x üzerinden ulaştı. Açıkçası da geçtiğimiz birkaç gündür ailemizin gündeminde olan ve benim son bir yılımda içimi kemirip bitiren bir konu oldu için de hemen yazmak istedim. O kadar çok şey var ki yazabileceğim ama sizin için hangileri daha önemli bilemiyorum. O sebeple tam olarak neye ihtiyacınız var paylaşırsanız o çerçevede ben de tüm hissettiklerimi sizinle paylaşmayı seve seve isterim. Siz bakmayın şu an 2 soyadı kullandığıma, önce eşiminkini aldım sonra yapamadım ve uzun bir mücadele sonucu değiştirmeyi başardım. Çalışmanızda yer almayı çok isterim."

Soyadına Sahip Çık!

"Kadınların sorunlarına çözüm yolları arayan Devlet eski Bakanı ve İzmir eski Milletvekili Işılay Saygın'ın bu projesi, Yeni Asır Gazetesi yazarı Öncel Öziçer'in bir yazısıyla isim buldu.
'Soyadıma Sahip Çık' kampanyasına, başta CHP İzmir Milletvekili Dr. Canan Arıtman başta olmak üzere Türk Anneleri Derneği, Türk Hukukçu Kadınlar Derneği gibi kadın dernekleri, avukatlar, doktorlar, binlerce kişi destek veriyor.
Kadınlar, toplum içerisinde kendi ayakları üzerinde durmayı kanıtladıkları ve eşlerinin soyadlarını kullanmak zorunda kalmadıkları için bir hayli memnun ancak erkekler tarafından bakıldığında ise durum pek parlak değil!
Erkeklerin büyük bir çoğunluğunun projeye karşı çıktığını söyleyen Proje Genel Koordinatörü Yusuf İnan gelen yorumları şöyle değerlendiriyor:
"Bayanlar, kampanyaya olumlu tepki veriyor. Bize ulaşan telefonların bir kısmı, erkek egemen bir toplumda yaşanmalarından dolayı memnuniyetsizlik duydukları ve sosyal baskı nedeniyle eşlerinin soyadlarını kullanmak zorunda kaldıkları yönünde... 'Maço' erkekler ise kampanyaya son derece karşılar çünkü, Türk toplumundan alışılmış bir kadın imajı olduğunu, feminist yapıda, kocasına meydan okuyan kadın tipinin zor hazmedileceği için bu durumun boşanmaları artıracağını öne sürüyorlar."

Düşünceler Düşünceler

“Evlilik yürümediğinde tüm bankalardan utana kızara değişiklik yaptırıyorsunuz. Boşanma belgeniz var mı? Fotokopi kabul etmiyoruz, noterden tasdik ettirin… İş kadını iseniz maliyede yaşayacağınız sorunlar bitmek tükenmek bilmez. Kamuoyunun tanıdığı bir yazarsanız okurun size alışması için aylarca açıklama yapmalısınız. İnsanlara neden boşandığınızı anlatmak zorunda olmamanıza rağmen açıklama yapmalısınız. Boşandınız ya, yeniden doğmak, eski halinize gelmek, normal hayata adapte olmak için aylarca insanlara dil dökmek zorunda kalacaksınız. “Ben boşandım... Ben boşandım.” diye gazetelere televizyonlara ilan verseniz yine işler düzelmiyor. Bir soy ad nedeniyle en özel sorunlarınızı binlerce insanla paylaşmak zorunda kalıyorsunuz. Zaten yaralanmışsınız, bir de soyadı darbesi yiyorsunuz. Kadınların soyadı kendinin olmalı... Bu zorlukları yaşayanlar ve yakında yaşayacak olanlar veya potansiyel soyadı değişecek kitle sesini duyurmak zorunda. Biz diyoruz ki; kadınlar, genç kızlar bayan milletvekilleri el birliği verelim ve kimsenin vesayeti altına girmeyelim.”

"Annesiyle soyadı farklı olduğu için jigolo sanmışlar!"

http://ekonomi.milliyet.com.tr/annesiyle-soyadi-farkli-oldugu-icin-jigolo-sanmislar-/ekonomi/ekonomiyazardetay/19.02.2012/1505090/default.htm

"Kızımla Aynı Soyadını Taşıyan Boşanmış Bir Anne Olarak"

http://ekonomi.milliyet.com.tr/annesiyle-soyadi-farkli-oldugu-icin-jigolo-sanmislar-/ekonomi/ekonomiyazardetay/19.02.2012/1505090/default.htm

2/15/2012

Görüşme Aksaklıkları

Görüşmeleri gerçekleştirmek oldukça zor.
Haber vermeden gelemeyenler oldu. Sonra ailelerinden birilerinin vefat ettiğini, yine ben takip ederek öğrendim.
Gittim ve orada olmayanlar oldu. Son dakikada belirli olan değişen programlarını benimle paylaşamamışlar. Geri döndüm.
Makyajsız iyi hissetmedikleri için görüntü vermediler. Çekemedim.
Arkada ağaç yok diye bu bir deneme çekimi olsun, istediler; olamadı.
Bugün ruh halim iyi değil, gerekçesi ile katılmayan da oldu.
Cevap alamadıklarım, yoğun olanlar, canım çok meşgulüm’lü cümleler…
Yine de devam ediyorum. Kimlerle olabilirse, ne kadar olabilirse…
Hiç fena da gitmiyor ama motivasyonumu hep yukarıda tutmak ve çok inanmak yapabileceğim tek şey.
Aa, festivallere mi göndereceksin, o zaman benim görüntümü kullanma diyenler…
Aa, kafamı çekme, sesim olsun ama ben olmayayım diyenler…
Eledikçe geriye öz bir şeyler kalıyor.
Tüm yoğunluklarında ve hayatın bu hızlı akışında ben hep kameramla oradaydım.
Bu yolculuk da böyle oldu.

Anayasa Mahkemesinden Soyadı Kararı - KAOS GL'den bir yazı

http://www.kaosgl.org/sayfa.php?id=10604

Mahkeme, Soyadı Kanunu’nun ‘“Evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babasının seçtiği veya seçeceği adı alır” cümlesini Anayasa’ya aykırı bularak iptal etti.
 
Siirt’te eşinden boşanan ve çocuğunun velayet hakkı kendisine verilen bir kadın, çocuğunun adını ve soyadını değiştirmek için dava açtı. Kadını haklı bulan Siirt Asliye Hukuk Mahkemesi; söz konusu yasanın Anayasa’ya aykırı olduğu iddiasıyla konuyu Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı.
 
Mahkemenin itiraz gerekçesinde, çocuğun soyadının mahalle ve okul arkadaşları arasında alay konusu yapıldığı; bunun da çocuğu olumsuz etkilediği, çocuğun okula gitmek istemediği belirtildi. Ayrıca çocuğun ilk isminin de ‘kız ismi’ olduğu gerekçesiyle ayrıca alay konusu olduğu vurgulandı. Tüm bu nedenlerle çocuğun soyadının annenin soyadı ile değiştirilmek istendiği belirtildi. Ancak 1934 tarihli 2525 sayılı Soyadı Kanunu 4. Maddesinin “Soyadı seçme vazifesi ve hakkı evlilik birliğinin reisi olan kocaya aittir. Evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babasının seçtiği veya seçeceği adı alır...” hükmünün Anayasa’nın 10, 13 ve 41. Maddelerine aykırı olduğu düşünülerek iptali istendi.
 
Soyadı Değişikliği davasında uygulanacak olan 2525 sayılı Soyadı Kanunun 4/2 maddesinde yazılı “Evliliğin feshi ve boşanma hallerinde çocuk anasına tevdii edilmiş olsa bile babasının seçtiği veya seçeceği adı alır.” hükmünün; ailenin eşler arasında eşitliğe dayandığına ilişkin Anayasanın 41. maddesi ile Kadınlar ve Erkeklerin eşit haklara sahip olduğuna dair Anayasanın 10. maddesine ve dolayısıyla Anayasanın temel hak ve özgürlüklerin Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağına ilişkin 13. maddesine aykırı olduğu ve bu itibarla iptal edilmesi gerektiği ve bu sayede uygulamada hakkaniyetin sağlanabileceği vurgulandı.
 
Anayasa ne diyor?
Anayasanın 10. maddesi; “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. (Ek fıkra: 07/05/2004 - 5170 S.K./l. mad) Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür...”
 
Anayasanın 13. maddesi; “Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.”
 
Anayasanın 41.maddesi ise; “Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır...”
 
Anayasa Mahkemesi, 8 Aralık 2011 tarihinde “21.6.1934 günlü, 2525 sayılı Soyadı Kanunu’nun 4. maddesinin ikinci fıkrasının ‘evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babasının seçtiği veya seçeceği adı alır’ biçimindeki birinci cümlesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline” karar verdi. Başkan Haşim Kılıç’ın bulunmadığı toplantıda karar, Başkanvekilleri Serruh Kaleli ve Alparslan Altan ile 13 üyenin oybirliğiyle alındı.
 
Mahkeme karar gerekçesinde 2001 yılında Anayasa’nın 41. Maddesi 1. Fıkrasına “ve eşler arasında eşitliğe dayanır” ibaresinin; 2004 yılında Anayasa’nın 10. Maddesinin ikinci fıkrası olarak da “Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçirilmesini sağlamakla yükümlüdür” hükmünün eklendiği anımsatıldı. Kadın erkek eşitliğine dair uluslar arası sözleşmelere de atıf yapan Mahkeme, “ancak eşitlik, bireyler arasındaki farklılıkları göz ardı ederek herkesin her bakımdan aynı kurallara bağlı tutulması anlamında da algılanmaz” demeyi de unutmadı.
 
Mahkemenin gerekçesi şöyle:
“Eşitlik ilkesi, aynı konumda bulunan kadın ve erkeğin yasalar önünde eşit haklara sahip olmasını gerektirir. Kişinin cinsiyeti nedeniyle karşı cinse göre ayrıcalıklı duruma getirilmesi bu ilkeye aykırı düşer. Ayrıca eşitlik, bireyler arasındaki farklılıkların göz ardı edilerek herkesin her bakımdan aynı kurallara bağlı tutulması anlamında da algılanamaz. Kimi kişilerin başka kurallara bağlı tutulmalarında haklı nedenler varsa, yasa önünde eşitlik ilkesine aykırılıktan söz edilemez. Bu nedenle, yaradılış ve işlevsel özelliklerin zorunlu kıldığı kimi ayırımlar haklı bir nedene dayandığı ölçüde eşitliği bozmadığı halde, sadece cinsiyete dayalı ayrımlar eşitlik ilkesine açık bir aykırılık oluştururlar.
 
Eşler, evliliğin devamı boyunca ve boşanmada sahip oldukları hak ve yükümlülükler bakımından aynı hukuksal konumdadırlar. Erkeğe velayet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını seçme hakkının kadına tanınmaması, velayet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete göre ayırım yapılması sonucunu doğurur. Bu nedenle itiraz konusu kural, Anayasa’nın 10. ve 41. maddelerine aykırıdır, iptali gerekir.
 
İtiraz konusu kuralın Anayasa’nın 13. maddesi ile ilgisi görülmemiştir.” 

2/08/2012

Gülümserken

"Documentarist'te yaptığınız paylaşımı gördüm, belgesel hazırlıklarınız için öncelikle kolaylıklar dilerim. Filmarası Dergisi'nde belgesel sayfası hazırlamaya başlıyorum bu sayıdan itibaren, belgeseliniz bittikten sonra mümkün olursa üzerine konuşmak isterim.
Aynı zamanda gerek sinema atölyelerinde gerekse okuduğum bölümlerde eğitimler aldım, senaryo ağırlıklı tabi. Bu konuda da bir yardıma ihtiyaç duyarsanız, bir işin ucundan tutarım seve seve."

CANAN

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1074558&Date=05.01.2012&CategoryID=82

1 Kadın, 1 Kadın Daha..

"Ben de geçen şubat ayında evlendim. Son bir yıldır nüfus cüzdanımla ilgili sıkıntılar yaşıyorum. Kimliğimin arkası bana artık çok yabancı sadece ön kısmı tanıdık. Yapmam gereken, değiştirmem gereken o kadar çok bürokratik işle uğraştım ki. Yeni yıldan bir hafta öncesi benim için bir bürokrasi kâbusuydu. Çok öfkeli ve çok kızgınım. Bu duyguları bir yere aktarmam gerektiğini düşünürken mail geldi aklıma biraz geç oldu ama yardımcı olabileceğim bir şey olursa yardım etmeyi çok isterim."

Ders: "Human Rights of Women"

"Ayrımcılık bağlamında soyadı konusuyla ilgili mahkeme kararlarına değinmeyi planlıyorum. Belgeselinize de katılmak isterim, isim önerilerinde de bulunabilirim. Ancak zaman darlığı sorunum var. Sizin bu çalışma için öngördüğünüz takvim konusunda bilgi verebilirseniz daha net cevap verebilirim."

Bu ders kapsamında soyadı konusuna değinip değinmeyeceğini sorduğum bir akademisyenden aldığım cevap.

1/10/2012

Yağmur Yağıyor ve Bir Sürü Şey Oluyor

Can Bonomo dinliyorum. Çok sevindim Eurovision haberine. Yağmur yağıyor. Arada neler oldu? Bu soyadı meselesinin sistemin çarpıklığını, nasıl işlediğini gösteren bir parçası olduğunu, bazen dünya kurtulmasa da, ölümler kadar ağır olmasa da, günlük hayatta diş sıktırtan, sinir bozan yanının ne kadar önemli olabileceğini anlatmakla geçti günler. Rahatlayamadım ama konuştum. Biri diyorsa ki bunu değil de şunu yap -- bu demek oluyor ki uğraşma, otur oturduğun yerde. Bu sana daha uygun diyen bilge kişiler, neden bunu yaparlar? Bir sonraki adıma giden bu yolculuk neden değerli görülmez? Neyse ki inancım sağlam. Zaten öyle. Kendine inan ve yürü. O kadar. Anlaşılmayı bekleme. Dünyanın bir ucundan bir iki geri dönüş paylaş. Tamam işte. O da mı yok? O zaman işte, yaptım de. Daha da yapacağım de. Devam et. Yağmur yağıyor ve akıp gitmiyor. Böyle kızgın bir demir sokup içinde dağlayıp döndürüp çevirip öylece atmak istiyorlar. Hikayeler minik detaylarda da gizli. Duyarsız kaldığımız, algılayamadığımız cinayet haberleri... Tamam da, ben uyandığım an başlıyor bu hayat ve sağdan soldan öyle bir vuruyor ki. Bir vuruş da bu damgalı soyadı hikayesi. Bunu korumaya çalışan düzen. Tüm o düzenin bir göstergesi. Bazen bir kalkmış parçayı tutup şöyle bir taşımaya kalkınca altından öyle çok şey çıkıyor ki... Yalnız hissettiğim bir gün daha. İnsanlar varken tabii.

İzleyiciler